26 Şubat 2010 Cuma

Paço




Paço'yla çekilmiş fotoğraflarımızı gördüm bugün. Haliyle Paço'yu andım. Onun gibi gülümseyen bir köpekle daha karşılaşmadım hayatımda. Fotoğrafta da çok net görünüyor. Basbaya gülümseyen bir kuçuydu. Çok severdim kendisini. Kulübesine girip, ona sarılıp uyurdum. Kimse de korkusundan alamazdı beni kulübeden. Paço kimseyi yanıma iliştirmezdi çünkü. Jack London okumaya başlayalı, köpekle-insanın ilişkisi üzerine daha çok kafa yorar oldum. Anladım ki benim Paço tıpkı Buck'ın John Thornton'ı, Beyaz Diş'in Weedon Scott'ı sevdiği gibi sevmiş beni. Başka türlü. Anladım ki, karşılaştığım en vahşi köpeğin bile gözümün içine bakıp boyun eğişinin nedeni Paço'nun ruhumda kalan koruyucu yansımasıymış.




0 yorum:

Yorum Gönder