13 Nisan 2010 Salı

Sinir-cell


Dokunulduğunda yahut kurcalandığında, fena halde sinir patlaması yaratan hassasiyet butonlarına sahip bir insanım ben. Bir numaralı hassasiyetim de ağaç kesme eylemi üzerinedir. Sinir manyağı olduğum bu tür zamanlarda kurduğum fantezilerden en birincisi, herkesin hayatında bir kere cinayet işlemesine izin verildiği bir paralel evrendir. Bu paralel evrende işleyeceğim cinayetin en birincil kurbanı da ağaç kesen insan (olamamış yaratık) türüdür. Evet efendim. Bizim iki yanda oturan ve ev efradı olarak aramızda "kara suratlı köpek" olarak andığımız yaratık kadın, yıllarca gözünün içine bakarak büyüttüğümüz ağaçlarımızın kanına girdiğinde ilk ve son legal cinayetimin (hayali) kurbanı rolünü üstlenmiştir fantezi paralel evrenimde.

Bir tek kabadayının isteği üzerine, işyerimin önündeki nefis ağaçlar için kesilip yokedilme kararı alındığında aynı sinir-cell butonuna basılmış hissettim bugün. Ama yazık ki paralel evrenimde bir tek cinayet işlemeye hakkım vardı. Ben de oyumu yıllardır olduğu gibi kara suratlı köpekten yana kullandım.

Fantezileri bir kenara bırakırsak, içim yanıyor o gariban ağaçlar için. Kahroluyorum başlarına gelecek işi duyduğum saatten beri...

0 yorum:

Yorum Gönder