17 Nisan 2010 Cumartesi

Antichrist


Günün ilk filmi olarak Antichrist'ı izledim. Hiç huyum değildir büyük yönetmenlerin filmlerini izlerken sembolik sahnelerde neyi anlatmaya çalıştıkları üzerinde fikir yürütmek. Bu film de huyumu değiştirmedi. Sadece kötü, hem de çok kötü bir tür olduğumuzu düşündürdü bana. İnsanoğlu içsel anlamda habis bir canlı. Bu tür filmleri hayal edip çekebilmemiz ve izleyebilmemiz de bunun en açık kanıtı.

Kolayca anlaşılabileceği üzere, pek çok izleyicisini olduğu gibi beni de rahatsız etti Lars Von Tırıvırı efendi. Cumartesi sabahı için sarsıcı bir film oldu. Filmi eleştirme işlemini bu işin erbablarına bırakıp, içime oturan rahatsızlık duygusunu defedecek bir yöntem düşünmeye başlayarak güne devam edeyim iyisimi ben...

0 yorum:

Yorum Gönder