9 Nisan 2010 Cuma

Hobimi Kaybettim Hükümsüzdür!



Üstünüze afiyet, beş ay boyunca evde ense yaptığım halde bir tek gün bile sıkılmadığım pek civcivli bir hayatım vardı işe girmeden önce. Bol miktarda kitap okuyor, film izliyor, internet tabanlı müzik araştırmalarına girişiyor, daha önce el atma fırsatı bulamadığım kutuları, çekmeceleri düzenliyor, varlığını unuttuğum eski ıvır zıvırı bulup çıkardıkça haklarında güzellemeler yazıyordum. Kendimce Derya Baykal'cılık da oynuyordum arada. Kağıttan maket ev yapıp, deli bilimadamı dağınıklığında dolaşıyor ama pek düzenli sanatsal eserler yaratıyordum.


Mutluydum be blog! Minik icadlar çıkarıp bütün günü o icadla ilgili abukluklar yaparak geçirebiliyordum. Bir tek gün bile sıkılmadığım bu boş hayatın son diliminde bitkilere sardırmıştım hatta. Saksı ve toprak kavramı ile tanışıp, Mısır Çarşısı'nda tohum aramaca oyununa katılıyordum. Horoz ve tavuklar da vardı Mısır Çarşısı'nda ki, konu ile alakasız bir düşünce olarak girdi araya bu hayvanatlar.


Şimdi sabah 8 - akşam 6 düzenine girince, çok arar oldum hobilerimi. Akşam eve ulaştıktan sonraki saatler fırtına hızı ile geçip gidiveriyor. Birazcık kitap okuyayım, bir dizi yahut film izliyeyim, "amanın odam dağılmış, bir toparlayayım" derken carttadanak uyku komasına girmiş buluyorum kendimi. Terk ettiğim hobilerim arkamdan hüzünle el sallıyor. Ne fena şeymiş bu çalışma hayatı be blog! Kaybedilen hobileri hükümsüz ediveriyor.

0 yorum:

Yorum Gönder