18 Temmuz 2010 Pazar

Tavandaki Aydınlatmalar

Hafızam hiç bu kadar birbirinde olmamıştı. Pek çok şeyi anımsıyorum ve pek çok şeyi unuttum. Sanırım bir çeşit kabus olarak kabul etti bünyem hastane günlerini. Koca koca delikler var orada geçen zamana dair. Şimdi daha önceki zamanlara da sıçramaya başladı o delikler. Böylesi iyi sanırım...

Ameliyathaneye doğru götürülürken hızla akan tavan aydınlatmalarını izlediğimi anımsıyorum. Ve Amerikan filmlerini düşündüğümü. Benim gidişim de o film klişeleriyle aynıydı. İnsan elinde olmaksızın tavanı izliyor yatırıldığı sedyeden. Yapacak başka hiçbir şey olmadığı için sanırım...

Hiçbir şey hissetmedim o sedyede. Hakeza ameliyathaneye vardığımda da. Korku yoktu. Gerginlik de yoktu. Anestezinin herşeyi silip süpüreceğini bilmenin rahatlığı vardı sadece. Nitekim üzerine düşeni yaptı anestezist. Neredeyse 24 saat boyunca hissetmemeye devam ettim. Öylesi iyiydi sanırım...

Geçti gitti bir şekilde. Yazılacak başka birşey de yok üzerine.

2 yorum:

ABSOLUT - eklektik dedi ki...

önemli olan da senın ıyı olman zaten..hosgeldın, çabuk dönmene sevındım:=)

earinna dedi ki...

teşekkür ederim. yazabilmek güzel şey. okunmak da öyle. teşekkür ederim.

Yorum Gönder