Bazı tedbil-i mekan hazırlıkları yüzünden yazıp çizmeye ara verdim. Günlük blog yazılarının ruhumda yarattığı rahatlamayı es geçmişim hazırlıklara kapılmışken. Bugün eksikliği fena hissettim. Aklımdakileri gariban bloğa yükleyip düşünce yükümden kurtulayım istedim.
Beklemek üzerine çok şey söylemiştir Yeni Türkü. "Beklemek bizim yaşamımız. Vapur beklemek. Gün beklemek. İnsan beklemek. Çiçeklerin açmasını, gecelerin geçmesini, sayfaların dolmasını beklemek." Ne çok şey ifade ediyor değil mi bu satırlar? Yedi uyurlar efektiyle geçirdiğim son yılları tanımlayan pek yegane sözlerdir kendileri. Tıpkı Yeni Türkü'nün söylediği gibi, çok çamur iki kardeşi vardır beklemenin: "Umut etmek ve ertelemek". Çokça nasibimi almışımdır bu iki melun kardeşten yedi uyur modunda yaşadığım zamanlarda. Meğer ne basitmiş uyanmanın formülü: Beklememek. Şimdi ben de yaşamın kodları arasındaki en değerli veriyi, bir miktar öğüt havasıyla paylaşmak isterim:
Beklemeyiniz efendim! Katiyetle beklemeyiniz! Ve ertelemeyiniz! Huzur ve mutluluğu hayatınızda istiyorsanız, bu üç cümleciği unutmayınız, unutanlara anımsatınız.
0 yorum:
Yorum Gönder