Sevgili Kara Delik,
Sabahın kör saatlerine aldırmadan belgeselini izleyerek başladım güne. Çok hislendim be kara delik! Sen öyle umarsız, sağın solun galaksisinde höpür höpür gezegen tüketirken, burada sana ne destanlar yazılıyor bilmeden hüzün içinde yaşayıp gidiyorsun. Bir araba ekmeğini yiyor da mendebur uzaycılar bir tanesi halini hatrını sormuyordur eminim...
Hayır imkanım da yok çıkıp geliyim, karşılıklı birer kahve höpürdetirken sen ayrıştırdığın kahve atomlarından bir fal bak, o sırada pulsar abla kapıdan uğrasın, süper nova teyze en taze galaksi dedikodularını aktarsın. Çok yalnız kalmışın be kara delik, ona üzülüyorum!
Vaziyete içlenmişsin tabi, çekirdeğinde zamanın akışını da durdurmuşsun. Akmayan zaman çekilir mi be kara delik? Çevrede civarda ne varsa yiyip yutarken, için şiştikçe şişerken, üstelik bir de zaman akmaz oğlu akmazken bağladığın karalar adın olmasın da ne olsun?
Olur da imkan bulursam, sana bizim gariban dünyadan mektup yollar, açık çakralı evrensel kanallardan pozitif enerjiler filan gönderirim. Bahtı kara, kendi kara dostum benim. Hasretle öperim...
12 Haziran 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder