31 Aralık 2010 Cuma
Yeni Yıl Dilekleri 3
Ölür Müsün Öldürür Müsün?
“I’ve been waiting for Tony for an hour,” Lauren said angrily. “Where the hell is he?”
“Lauren,” I replied, “you’re complaining to me because my husband is late for a date with you?”
“Well, dear,” she said, “If your husband doesn’t respect your marriage, why should I?”
“You’re absolutely right, Lauren,” I said, “He’ll be there in a few minutes. Look for a man with a bandaged head.’”
Shelley Winters, in her autobiography The Middle of My Century.
30 Aralık 2010 Perşembe
Yeni Yıl Hediyeleri
İkinci maddede "okuyucularına yeni yıl hediyesi ver" yazıyor. Sıra buna geldi.
E tabi, geçen şubattan bu yana görülmemiş ruhi eziyet uyguladım üzerinizde. Dirayetli çıkıp da bu fecaat blogu takip etmeye devam eden siiizzz sevgili okuyucularım için geliyor o halde bu hediyeler.
Ve Elbette Beyleri Unutmuyoruz:
Yeni Yıl Dileksiz Olmaz
Bu yıl da bitti!
Her yılın bitişi aynı oluyor be sevgili blog! Otobüse-metroya bindiğimde en iri kıyımlar, en obezler, en sumo güreşçileri yine oturmak için benim yanımı buluyor. Nedeni belirsiz. Sonuncu talihsiz maceram dişçi bir dostuma (diş hekimiii diş hekimiii diye uyarır bunu okusa kesin) uğradıktan sonra yaşandı. Kahrolsun büyük kentlerin park yeri bulunmayan merkezi semtleri! Bir hata edip bindim nalet metroya. Yediğim anestezik iğneyle dağılan ağzımı gözümü toparlamaya çalışma derdi yetmezmiş gibi her bir bacağının kalınlığı benim gövdemin toplamı kadar olan bir herif zort diye çöktü yanıma. Son durağa kadar yapışık seyahat ederken civciv gibi ezildim. İste o an yeni yıldan ne dileyeceğime karar verdim. Bu yeni yılla birlikte bütün obezlerin kazık görmüş vampir gibi uzak durmasını dileyeceğim benden. Bütün çirozların da yanına oturmak için beni seçmesini!
Bir blog yazarı olarak ilk yeni yıl yazımı yazmakta olduğumu belirterek okuyucularıma yeni yılda "allah kurtarsın" diyorum. Şööyle aklı başında, eğlenceli, içinden zeka fışkıran yepyeni bloglar bularak okuyasınız dilerim 2011'de. Hadi bakalım,
Cümleten Hepi Niv Yir!
26 Aralık 2010 Pazar
İnme
Dikkatle okuduğumda dizeleri, tüylerim diken diken oldu.
Bu dizeleri yazan ancak bir başka aleme ait bir "seviş" biçimine sahip olmalı...
bir gün, uzak bir yolculuktan sonra, nefes nefese
kalbimin çarpışını sofranda sayacağım
ömrümü vermek için ağzından çıkan sese
kapını sol elimle aralıklayacağım
yabancı bir fısıltı söyleyecek adını
tanıdığım bir gülüş kıvrılacak içerde
vurur vurmaz duvara kapının kanadını
karşımda ürperecek halı, sedir ve perde
korkma! sana ne dil uzatır ne de el kaldırırım
gözümü kan bürümüş diye benden çekinme
nasıl birden düşerse bir ağaca yıldırım
beni baştan aşağı çarpar o lahza inme
sakın kalkma köşenden, ısıttığın yerde dur
yine öpsün o dudak... sarsın o kol belini!
eşiğinde canımla ödüyorsam ne olur
bir kadına inanmış olmanın bedelini
Sakala Gel Bıyığa Gel
25 Aralık 2010 Cumartesi
All I Want for Christmas is You
23 Aralık 2010 Perşembe
21 Aralık 2010 Salı
Beter Ol!
No panik! Yukarıdaki resmin içliliğine bakıp da kalastan hallice bir ruh inceliğine sahip olan earinna'nın yastığa çarşafa sarılıp "nideeeeğn yannızımm bğennn!" temalı göz yaşlarına boğulduğu yanılgısına kapılmayınız reca ederim. Pek güzel bir açmaza değinilmiş olması yüzünden kendisine blogumda bir yer buldu bu resim.
Her kim daha iyilerine layık olduğunuzu iddia ediyorsa size, kopyayı bu resimden çekip cevabı çakıverirsiniz suratlarına suratlarına. Tabi paralel bir evrende yaşıyor olsaydık Polyanna densizi türünde hayırlısı buymuş, sen daha şahanelerine layıksın, aslında Coni Dep'e hazırlıyor seni bu ayrılıklar, öküzü tanımamış olsaydın karşına çıkacak aslanın değerini bilemeyebilirdin minvalli konuşmalar yapan sevgili eş ve dostunuza sağlamından bir kafa çakabilirdiniz! Kafa atma meselesi şu an yaşadığımız zaman boyutunda biçimsiz kaçardı yazık ki (Kendine not: Acilen paralel evren keşfet).
Eğer bana biri "Nedeeeeğnnn?" diye soracak olsaydı, ona daha iyilerini hakettiği cevabını vermem de ancak bir başka paralel evrende söz konusu olabilirdi. Bizim evrene gelirsek kesseler bu kadar salakça bir açıklama yapmazdım. Bilim çevrelerinde "Gayet açık ve net ortada olan cevabı kuldan niye sakınayım ayol?" tepkisi olarak tanımlanan formül eşliğinde üstüme iyilik sağlık girişini yapar, ardından gerçeği cart diye açık eder kaçardım: "Seçimi yapan sen olduğuna göre hakettiğin kadarını yaşarsın. Beter ol!"
(Kendine Not: Yanlışlıkla psikoloji bölümünü kazanmadığın için gazabından kurtulan hastalar adına kurban kes!)
Bi Boy Ver Bakiim?
18 Aralık 2010 Cumartesi
17 Aralık 2010 Cuma
Yuh Desem Karşıki Dağlar Yıkılır???
... Çıkışıyla başlamak isterim ne zamandır yazıp çizemediğim blogcağızımın bu yeni yazısına. Tumblr manyağı oldum olalı elime geçen tuhaf resmin haddi hududu yok. Tipik Türk ruhu bende de hakim tabi. Emek verip birşeyler yazmak dururken bloga, elalemden kapışladığım resimleri yapıştırıveriyorum buraya, hoop blogger oluyorum.
Kendi kendime "Hadi Ordan" demek isterim bu noktada! İşin özü şu ki, doğum günü şenliklerinin başlangıcından bu yana doğru düzgün ev yüzü görmedim. Ya şurdayım ya burda, ya onlayım ya bunla. İş çıkışı saatleri yaklaşırken başlıyor bir kurtlanma. Bir kaç telefon, bir kaç diyalog derken kendimi bir barda koyu bir muhabbetin içinde buluyorum. Çık çıkabilirsen, git gidebilirsen. Misal dün damarım tuttu. Eve erken döneyim dedim. Halt ettim! Barda flamenko müzik dinlerken bıraktığım arkadaşlar geceyi neyi düğü belirsiz tiplerle Müslüm Gürses konseri dinleyerek bitirmiş. Bizzat Müslüm Baba! Bulmuş çıkarmışlar gece vakti. Evet, biraraya gelince türlü manyaklığa imza atan bir grubuzdur ama bu... yuh diyorum sayın okuyucular!
Kedi vs. Alien
14 Aralık 2010 Salı
11 Aralık 2010 Cumartesi
Kar Pıtırcığı!
Marilyn
8 Aralık 2010 Çarşamba
Dost Başa Düşman Ayağa...
6 Aralık 2010 Pazartesi
Kahır Mektubu
thank you is really the only thing that makes any sense at this point. thank you fans and friends – for giving us your time, your minds, your passion, in some cases a good chunk of your respective lives, and no doubt considerable amounts of your money.
you have made it possible for us to do what we loved in the way we had hoped to do it.
this is the end for us, and we will not know what a future together could have brought.
but we do know what the past has held; it was pretty amazing to be a part of it.from the start as childhood friends, to the peak of our career, and all the points inbetween, a-ha has coloured our lives in ways we don’t even seem to comprehend ourselves.
this is as far as the road took us – but hey, we came a fair distance by any standard!
one thing is certain: we did it together. now a-ha will be a memory of a life we once shared.
so thank you all we will not forget you ;)
snipp snapp snute…
5 Aralık 2010 Pazar
Eyvah Dans Ediyorum!
Ha bir de Carmen şizofrenisi evlerden ırak olsun...
The Cabinet Of Dr Caligari
Set tasarımcısı ve mimar Walter Riemann'ın
The Cabinet Of Dr Caligari'yi izlemeyen var mı bakiim aranızda? Olabilir tabi, insanlık hali, şuradan buyuruverin bu çook enteresan filme. Sonra da dostlarınıza caka satma imkanını elde edin. "İnsepşın, Matriks filan da film mi diyor kendine?" diye! Burada hazır ilk elden çekilmişi var ayol. Değerlendirin işte.